top of page
Ara

Kırışıklık Karşıtı Diyet: Mümkün mü?

  • Yazarın fotoğrafı: Uzm Dyt Doğa Peksever
    Uzm Dyt Doğa Peksever
  • 27 Haz 2020
  • 3 dakikada okunur

Cilt Nasıl Yaşlanır?

Cilt yaşlanması oldukça karmaşık bir süreçtir.

Ultraviyole radyasyon (UVR), dışsal cilt yaşlanmasına katkıda bulunur. DNA hasarı ile aynı zamanda serbest radikal üretimiyle oksidatif strese neden olur. Böylece cilt yapısına canlılık ve esneklik sağlayan kolajen ve elastin yapı zarar görür.


Metabolik süreçler, hava kirliliği, tütün kullanımı ve diğer faktörler oksidatif strese katkıda bulunur.


Cilt katmanları; epidermis ve dermis C vitamini, E vitamini, karotenoidler, selenyum gibi antioksidan savunmalar içerir. Bunlar vücudun içsel savunma sistemlerinin önemli bileşenleri olsa da, diyet kaynaklarından sürekli almak gereklidir.


Glikasyon, cildin yaşlanmasını hızlandıran bir başka faktördür. Glikasyon, şeker moleküllerinin proteinlere, lipitlere veya nükleik asitlere kovalent olarak bağlandığı enzimatik olmayan prosesi ifade eder. Elde edilen ürünler, gelişmiş glikasyon son ürünleri veya glikotoksinler olarak bilinir. Bu son ürünler de kolajen ve elastin lifleri üzerinde büyük bir etkisi vardır.


Araştırmalar, diyet bileşenlerinin bu cilt yaşlanma süreçlerinin her birini etkileme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. Deri genellikle vücudun en büyük organı olarak adlandırılır ve bu nedenle vücut savunmasında önemli bir rol oynar. Cilt bariyeri ve eşlik eden kompleks bağışıklık savunmaları UVR, fiziksel etki, sıcaklık değişimleri, tahriş edici maddeler, alerjenler, mikroplar ve diğer faktörlere karşı korunmada önemli bir rol oynar. Aslında, cildimizin her gün her dakika kuşatma altında olduğu söylenebilir. Bu sürekli tehditler nedeniyle, cilt bariyerinin birçok karmaşık yerleşik savunma ve onarım mekanizması vardır.


Diyet Cilt Yaşlanmasını Etkiler Mi?

Diyet faktörleri bu mekanizmaları destekleme veya bozma yeteneğine sahiptir. Başka bir deyişle, bazı diyet kalıpları, gıdalar, besinler ve bileşikler cilt yaşlanmasını hızlandırma veya bunlarla mücadele etme potansiyeline sahiptir.


1- Antioksidanlar vücudun serbest radikallere karşı savunmasının önemli bir özelliğidir.


Çeşitli hayvan çalışmaları, C vitamini, E vitamini, beta-karoten, selenyum ve diğerlerinin dahil olduğu ağız yolu ile alınan antioksidanların cildin ışınlara karşı korumasında önemli rol oynadığını göstermiştir. İnsan çalışmaları da bu faydaları belgelemiştir. Domates, yeşil çay polifenolleri, kakao flavanolleri, nar dahil diyetle antioksidan alımının yararlı olduğu bildirilmiştir.


Tekli besinler (vitaminler, mineraller ve bitkisel besinler gibi) antioksidan olarak etki edebilirken, kilit nokta, bir yiyeceğin birden fazla antioksidan sağlayabileceğidir. Bir araştırma, 3100'den fazla yiyeceğin toplam antioksidan kapasitesini değerlendirdi ve "baharatlar ve şifalı bitkiler" ve "bitkisel / geleneksel tıbbi bitkiler" kategorilerinin, çalışmada analiz edilen antioksidan açısından en zengin ürünleri içerdiğini saptadı. Ayrıca dutgiller, meyve ve sebzeler orta ila yüksek antioksidan değerlerine sahip olduğu belirlendi.

2- Araştırmacılar antiinflamatuvar gıdaları vurgulayan bir diyet inflamatuvar indeksi geliştirdiler. En güçlü etkilerin bir kısmı zerdeçal, yeşil / siyah çay, zencefil, sarımsak ve soğan gibi gıdaların yanı sıra lif, magnezyum, D vitamini ve omega-3 yağ asitleri gibi besinler ile görülmüştür. Yüksek derecede anti-inflamatuvar bitkisel besinler arasında flavonlar, izoflavonlar, beta-karoten ve flavonoller vardı.


3-Bağırsak cilt ekseni, bağırsak mikrobiyomunun iltihaplanma ve cilt bariyeri fonksiyonu üzerindeki etkisi nedeniyle ve cilt yaşlanmasının özellikleri nedeniyle yoğun bir araştırma alanıdır. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulurken bu etkileri tanımlamak için bağırsak mikrobiyomu inflamasyonda önemli bir faktör olarak kabul edilir. Diyet, sağlıklı bağırsak florasının, özellikle iyi bağırsak canlılarının büyümesini faydalı bir şekilde destekleyen lif açısından zengin prebiyotik gıdalara odaklanmanın temelini oluşturur.


4- Araştırmalar tarafından desteklenen stratejiler, düşük glisemik indeksli gıdalara ve porsiyon boyutlarına odaklanan düşük glisemik yük diyetini içerir. Bu şekilde beslenmek glikasyon son ürünlerini azaltmada etkindir.


5- Yiyecek türü, pişirme yöntemi ve bileşenlerin kullanımı yine bu son ürünlerin oluşumunda etkindir. Örneğin protein ve yağdan yüksek et ürünleri, çok yağlı peynirler en yüksek glikasyon son ürünlerini içerirken durum sebze ve meyveler ile tam tahıllarda tam tersidir.


Izgara ve kızartma yerine buharda veya haşlayarak pişirme tercih edilmelidir.


Şu anda, eksiklik durumlarının tedavisinin ötesinde besin takviyesinin yararına ilişkin çok sınırlı kanıt vardır. Gerçekten de, bazı takviyelerin yüksek tüketimi potansiyel zararı olduğuna dair önemli kanıtlar vardır.


Fayda sağlamak için besinlerin doğru dozda olması gerektiği noktası vurgulanmaktadır. Antioksidanlar için ideal doz, gıdalar yoluyla sağlananlar gibi fizyolojik dozlar gibi olması gerektiği görünmektedir.


Takviyeler için kanıtlar eksiktir. Bir derlemede, yaşlanan ciltten, yara iyileşmesine ve selülite kadar değişen cilt koşulları için kullanılan kolajen takviyesi çalışmaları yayınlandı. Toplamda, yazarlar, bazıları üretici tarafından finanse edilen ve bazıları plasebo içermeyen, oldukça farklı dozlarda ve sürelerde en az üç farklı tipte kolajen kullanan sadece 11 çalışma buldu ve yeterli kanıta ulaşılamadı.


Bazı araştırmalar diyet ve cilt yaşlanması arasındaki bağlantıyı belgelemiştir. Bu sonuçlar oksidasyon, iltihaplanma ve glikasyon gibi güçlerle mücadele eden diyet önerileri geliştirmek için kullanılabilir. Sağlıklı cilt yaşlanmasını teşvik etmek isteyenler için, antioksidanlar açısından doğal olarak zengin olan, antiinflamatuvar, yüksek kan şekerini sınırlayan ve önleyen gıdalara odaklanarak bu stratejileri içeren bir diyet önerilir.


Uzm Dyt Doğa Peksever

 
 
 

Comments


©2023 

Uzman Diyetisyen Doğa Peksever

bottom of page